5 Ocak 2017 Perşembe

Bu Evrende Bir Tozsun


Beyoğlu  sokakları  kar yağarken bile sıcacıktır.
Karmaşık bir renk paletine benzetmişimdir hep.
İnsanın kendisini unuttuğu bir atmosferi vardır oraların, anlamsızca hareketlerin fazlaca umursanmadığı nadir yerlerden biridir.

Gülüşünüzün kimseleri yaralamadığı , mutluluğun saf mutluluk olarak anıldığı güzel atmosferin kokusunu içinize çektiğiniz yerlerdendir ancak mutluluğun bu kadar umursanmadığı bir yerde sizce mutsuzluğu kim umursardı.



Aylanın kafası atmıştı, bukle bukle saçlarını bir oraya bir buraya savuruyordu , sinirliyken hep kırmızı ruj sürerdi Ayla, kendisini bir kaplan gibi hissederdi çünkü, deri kırmızı ceketi , iri basenleri ve uzun boyu ile attığı sert adımları duyulmuyordu sokaklarda, istediği tam olarak buydu , kaybolmak.


Gadi  meyhanesinin ağır ahşap kokan, tarih kokan bir yerdi , kahkahalar duvarlarına işlemişti sanki öyle bir keyif vardı nahoş kokusu mest edici atmosferi ise huzur vericiydi.

Gadinin kapısını aralayarak içeri attı kendini ve iki bardak rakı istedi, bir bardağı hızlıca devirivermişti, iliklerine kadar hissetmek istiyordu unutmanın hoş kokusunu , boş bardağı doluyla çarpıştırdı, iki kez şerefe dedi ve ikinciyi de yudumlamaya başladı, 
İki kez konuşuyordu Ayla sanki bedeni kızgın ruhu affedilmeyi bekleyen bir insan gibi kızıyordu tekrar özür diliyordu kendinden karışıktı karmakarışık...


Sizce Ayla`nın kafası neden bu kadar karışmıştı ?
Olaylar onu nereye götürecekti?



2 yorum:

  1. Acaba ayla karakteri gerçekmi yoksa kurguluyormusunuz.
    betimleme biçiminiz cok hosuma gitti umarım devamı gelır hikayelerinizin.

    YanıtlaSil
  2. Her ağaçtan bir yaprak ile kendi ağacımı oluşturuyorum diyelim sevgili bilinmeyen

    YanıtlaSil