18 Ocak 2017 Çarşamba

To CC Patron Çıldırdı


Uzun soluklu çalışmalarımdan sonra sonunda çok önemli bir toplantıda sunum yapacak ve terfimi herkese duyuracaktım(terfim onaylanmış ancak ık tarafından yayımlanmamıştı) tabi bu meşakkatli yolları popomu açarak kat etmemiştim,gece gündüz çalışıyordum, uykusuz ve aç geziyordum, bardak bardak kahve içmekten göz altlarımın rengi yeşil olmuştu ancak mutluydum istediğim terfiyi almış hayallerimin toplantısında yaptığım sunum sonrasında havamı atacaktım.Sonrasında ohh gelsin instagramda Müdür oldum fotoğrafları,yeni odamda iş hayatı zor fotoğrafları vs. nihayetinde 20 yıldır aynı koltukta oturan insanlar gibi değildim, hırs, azim iş hayatı Survivor gibiydi benim için.



Toplantı başlamıştı, herkes içeri girecek genel kurul ve yönetici kadrosunu bekliyordu..sunumu bilgisayar içerisine atmama rağmen flash disk içerisine garanti olarak geceden  eklemiştim, sunumu 1000 kez kontrol etmiş , kocamı bayıltana kadar sunumu kendisine anlatmıştım.

Üzerimdeki takımım,presentaabıll duruşum, gülüşümdeki kurumsallık sunumumun iyi olacağının göstergesiydi, tüm kadro içeride yerlerini almıştı , tok sesli gülüşmeler, global dünya küresellik yorumları kısa cümlelerle tamamlanmıştı.

Toplantı gayet pahalı bir otelin, düğün salonu şeklinde dizayn edilmiş odasındaydı. Ben  avuç içlerimi insanlara göstermek daha güvenilir olduğumu işaret edermi şeklinde düşüncelerdeyken, diğer yöneticiler ikram bölümünde kendilerini şişirmek ile meşguldü, olsun konuyu dağıtmayalım, ayağa kalktım ince bir süzülüş ile çıktığım sahnede herkesi selamladım, iki hazırlanmış zeka küpleriyle süslenmiş espri patlattıktan sonra,bilgisayarımı açtım ve flash diski taktım, işaret parmağım titriyordu, sanırım az uyku ve aşırı kafein beni komaya sokmuştu,dosyayı açtım ve herkese selamım sonrasında çalıştığım bölüm hakkında bilgilendirme sunumum başlamıştı ancak bir kaç ses duyup gülüşmeler duydum,acaba pantolonum mu yırtılmıştı,saçımı iki yana atmıştım arkadan kezban gibi mi duruyordu neye gülüyorlardı??

Arkamı döndüğümde ne göreyim eşimle düğünümüz için hazırladığım sunum oynuyordu, koskoca düğün salonunda, ses yok sadece görüntüler, kocamın pipili resmi, ilk sarılmamız, bir kaç saniye donuşum sonrasında sunumu kapattım, sihirli annemde ki gibi parmaklarımın uçlarını birleştirerek zaman geriye aksın desemde nafile zaman geriye akmayacaktı, hemen bir çözüm bulmalı ve durumu toparlamalıydım.

Sunumumu açtım, saçlarımı ahenkle savurdum ve şöyle  dedim, madem yeni yönetici olarak aranızdayım, beni yakından tanımanızı istedim, patronun ufak tebessümü sonrasında tüm patron yancıları da tebessüm etmeye başladı, ufak şakalaşma ve gülüşmeler duyuldu sonrasında patron kalkıp alkışladı ve sonra herkes,yok yok bu başka bir hikayeydi.

Durum tam bu şekilde olmadı sunumumu gerçekleştirdim, toplantı bitişinde kendime bir kahve koydum, yanıma Uluslararası Bölge Müdürü gelerek sunumunuz çok güzeldi ancak keşke eşinizin evlilik teklifi fotoğraflarını da görseydik dedi,tebriklerim evliliğim üzerineydi,teşekkürler eşim teşekkürler evliliğim.










5 Ocak 2017 Perşembe

Bu Evrende Bir Tozsun


Beyoğlu  sokakları  kar yağarken bile sıcacıktır.
Karmaşık bir renk paletine benzetmişimdir hep.
İnsanın kendisini unuttuğu bir atmosferi vardır oraların, anlamsızca hareketlerin fazlaca umursanmadığı nadir yerlerden biridir.

Gülüşünüzün kimseleri yaralamadığı , mutluluğun saf mutluluk olarak anıldığı güzel atmosferin kokusunu içinize çektiğiniz yerlerdendir ancak mutluluğun bu kadar umursanmadığı bir yerde sizce mutsuzluğu kim umursardı.



Aylanın kafası atmıştı, bukle bukle saçlarını bir oraya bir buraya savuruyordu , sinirliyken hep kırmızı ruj sürerdi Ayla, kendisini bir kaplan gibi hissederdi çünkü, deri kırmızı ceketi , iri basenleri ve uzun boyu ile attığı sert adımları duyulmuyordu sokaklarda, istediği tam olarak buydu , kaybolmak.


Gadi  meyhanesinin ağır ahşap kokan, tarih kokan bir yerdi , kahkahalar duvarlarına işlemişti sanki öyle bir keyif vardı nahoş kokusu mest edici atmosferi ise huzur vericiydi.

Gadinin kapısını aralayarak içeri attı kendini ve iki bardak rakı istedi, bir bardağı hızlıca devirivermişti, iliklerine kadar hissetmek istiyordu unutmanın hoş kokusunu , boş bardağı doluyla çarpıştırdı, iki kez şerefe dedi ve ikinciyi de yudumlamaya başladı, 
İki kez konuşuyordu Ayla sanki bedeni kızgın ruhu affedilmeyi bekleyen bir insan gibi kızıyordu tekrar özür diliyordu kendinden karışıktı karmakarışık...


Sizce Ayla`nın kafası neden bu kadar karışmıştı ?
Olaylar onu nereye götürecekti?



4 Ocak 2017 Çarşamba

Dünya Bu Kadar Hızlı Dönmesen!


Benden 4 yaş büyük bir arkadaşım vardı,saçlarından dolayı adı Dore olsun.
Dünya tatlısı bir kızdı beline kadar sapsarı saçları ve filmlerde söylendiği gibi masmavi gözleri dünyaya anlam katıyordu , girdiği her ortamda dikkat çeken bir enerjiyle doluydu , dopdoluydu. 
Erkekleri cezbeden şirin gamzeli bir gülümseme de cabası, ama çok büyük bir kusura sahipti “ait  hissedememe” .
Kendini hiçbir zaman hiçbir koşulda bir erkeğe ait hissedemiyordu...
Beni aradığında 4 aydır beraber olduğu erkek arkadaşı Kapkara` nın ona evlenme teklif ettiğini ve ailesiyle tanışmaya gelmek istediğini söyledi, koşarak yanına gittim, her zaman ki gibi  gençlerin bir kahveye tonla para ödediği anlamsızca kafelerden birine oturuverdik.
Öncelerinden haberim vardı kendisini deli gibi seven erkek  arkadaşı Sevgi Pıtırından Dore`yi  çok fazla sevdiği için ayrılmıştı ,bu tavrının samimi olmadığını düşünüyordum , ama neden sonuç ilişkisi kuramıyordum...

Kapkara`yla  evlenmek istiyordu istemesine ancak bir şey vardı, bir tedirginlik,yaramazlık, öznesi yüklemi anlamı okuyunca şekillenen bir durum karmaşıklık işte,
1,5 ay boyunca hazırlıkları sağladık hem de ne hazırlıklar, anlamsız şekerlemeler bolca elbise ve kuaför aramaları. evlilik teklifini kabul etmişti etmesine de, sahip hissedemiyordu ki kendisini .


Üstünde krem mini bir elbiseyle salona doğru geliyordu Dore uzun zaman kendisiyle provalara koşturunca salondaki başköşelerden biri en yakın arkadaşın oluvermişti.
Kedisi olanlar  bilirler, sokak kapısını açık gören kedi içerde ona ne kadar iyi bakılırsa bakılsın anlamsızca dışarı kaçar, sevmediğinden veya gitmek istediğinden değil, bir anlamı yok, açıklamasız.
Yemeğe oturduk,müstakbel damat tam karşımızdaydı, çorbalarımızı içtik ve Dorenin annesi , Hilal teyzenin o leziz pilavı geldi masaya ( oysa diyete başlayalı iki gün olmuştu)gelmez  olaydı nerede görülmüş aile tanışmasının  yemekli olduğu , hemde pilavlı!
Kapkara pilavı ağzına aldı pilavın tek tanesi Kapkara`nın  dudak kenarına ilişiverdi. Allahım bir kişide söyleyemez mi  o konuştukça dudak kenarındaki pilav tanesi ahenkle raks ediyor, o güldükçe pilav tanesi onunla birlikte kahkahalar atıyor , dakikalar boyunca birbirlerine yoldaş oldular, bende dahil hiç kimse o pilav tanesinin mutluluğunu bölememişti ve sonunda olanlar oldu Dore daha fazla dayanamadı,  hızlıca masadan kalktı ve kendisini odasına kilitleyiverdi.

O kadar içten ağlıyordu ki nefesi kesildi, gözünden akan yaşlar krem rengi elbiseyi  hüzünlü bir sonbahar gecesine çevirmişti.

Bir kadın vazğeçecekse  kendine nasıl bahane bulduğunu ve aynı saniyede kendini nasıl o bahaneye inandırabileceği duygusunu o gün tattım. Dore kararlıydı istemiyordu Kapkara` yı . Gitsin ve bir daha karşıma çıkmasın dedi.
Bir bakıma şaka gibiydi , çünkü gerçek gibi durmuyordu  söyledikleri ama tavırları o kadar gerçekti ki , ailesi şaşkındı , inanamıyorlardı böyle bir durumun olabileceğine ve uzun uğraşlar sonucunda bayan sahip hissedememeyi hiçbir güç odasından çıkaramadı.
Kapkara`nın  çırpınışları , kapının önünde yatışlarını asla unutamayacağım.
Gece oldu, sabah oldu Kapkara özel gün için özenle seçtiği  ceketini giyerek , kapının önünden uzaklaşmıştı.
Dore bir daha asla Kapkara`nın  telefonlarına çıkmadı , gerçekten ayrılmışlardı ,  nedeni bir  pilav tanesi kadar küçük ve anlamsızdı, uzunca uğraşlarımızın nerede noktalanacağı ve sahip olamama hissiyatının nerede açık vereceğini düşünürken durumun bir pilav tanesinden patlayacağını hayal bile edememiştim.


Sıkıldığında beline kadar saçlarını bir çırpıda beslemeye dönüştüren tüm kadınlara, bir bardak birşeyler içme vakti ve erkekler sahip olamama hissini bir kadından dinlediniz ancak bunu yaşatan genelde sizlersiniz.







Sigarayı Bırakmak İstiyorum

Kendimi tanıtmadan sizi detaylara boğmadan sadece benim gibi internet başında olup benim gibi düşünen bay ve bayanlar için yazıyorum;

Sigarayı bırakmak istiyorum...

2011 yılında üniversite dönenimde yurt dışından gelen sigaralar ile başladığım serüvene artık son veriyorum.


31.12.2016 tarihinde 95 yaşındaki anneannemi yoğun bakıma kaldırdık, anneanemin yanına birini çağırdıklarında yanına girerek onunla ilgileniyordum,artık çok yaşlıydı  ve en ufak hastalık onu fazlaca yormaya başlamıştı, yanımıza hasta bir teyze getirdiler, anneannem kadar yaşlı değildi, çok hasta olduğunu ayrıca Koah hastası olduğunu nefes almakta zorlandığını söylüyorladı, olanları gördüğümde içimi tuhaf bir his kapladı,çok şaşırmıştım, uyandığımda ağladığımda sevindiğimde seviştiğimde yanımda olan arkadaşımın bu denli bana zarar vereceği kitaplarda sigara paketlerinde,kamu spotlarında, radyolarda görünüyordu ancak canlı bir bedende hayat bulduğunu etkilerini görmek bakış açımı alt üst etmişti.


01.01.2017 tarihinde yeni yıla girmiştik , anneanemi yoğun bakımdan çıkardık, yoğun bakımda anneanemin yanına girdiğimde gördüğüm bir çok insan yoğun bakımda değildi artık , yukarıda anlattığım teyzeninde rahmetli olduğunu öğrendiğimde içimi yine o tuhaf duygu kaplamşıtı, normalde hastaneleri yoğun bakımları acil kapı önlerini hiç sevmem,amcamı kaybettiğimden beri hastanelerde panik duygusu kaplıyor içimi ancak anneanemi hastaneden çıkarırken durum farklıydı , etrafı gözlemlemeye başladım,insanları konuşmalarını, mimiklerini her detayına kadar inceledim, hastahane kapısı önündeki sigara dumanını içime çektim,  insanları sigara içerken izledim, o an sigara içmeyen bir insanın yüzüne duman geldiğinde hissettiği duyguyu anımsadım, 6 yıl önce benimde hissettiğim o duyguyu...

02.01.2017 yılın ikinci günündeyiz, uzun yıllardır kurumsal bir firmada uzman olarak çalışmaktayım,her sabah kahvaltı sonrası sigara alanına gider , 2 sigara içerim, hayatımda keyif aldığım rutinlerden biridir.
Sigaramı içerken , tekrar gözlemlemeye başladım,sigara kokan bir pazartesi, yeni sürülmüş ojelerimin üzerine sinen sigara kokusu, sampuan kokulu saçlarımın parfüm kokusunu yitirmesi çekmişti dikkatimi, insanların ağızlarını açtığında dişleri öncesinde dikkatimi çekmiyordu , eşim sigara içip yanına uzandığımda rahatsız olduğunu söylediğinde hiç utanmıyor ve umursamıyordum evet evet tam olarak yaptığım buydu hiç umursamıyordum , onun rahatsız olmasını önemsemiyordum.

Sabah uyandığımda evimi sigara dumanı olması umrumda değildi, bir hafta önce kendime şampuan alacaktım, cüzdanım evde kalmıştı bu nedenle cebimde sadece 20 lira vardı, markete ilerlerken aklıma sigara paketim geldi paketi çıkardım içinde 4adet sigara olduğunu gördüm.
Sonuç: paket sigara almış olarak buldum kendimi, nedeni yok nedeni açıklamak zordu ,gibi hissedenlerin anlayabileceği türden bir his,  bu olay dönüm noktalarımdan biri oldu, hayattaki tüm önceliklerimin önündeydi ve en önde olması adına birçok bahane üretebiliyordum, sigara insanı yüzsüzleştiriyor, hiç sevmediğiniz bir insandan sigara isteyebiliyorsunuz mesela , yada misafirliğe gittiğinizde ev sahibi içmenizi istemese bile sınırları zorlayarak sigara içmek için ısrar edebiliyorsunuz , bir aile sohbeti ortasında , bir alışverişte,  bir müze gezisinde sırf sigara içmek için dışarı çıkabiliyorsunuz, normalde yapmayacağınız birçok şeyi yaptırabiliyor size bu güç.

Sigara alanları sigara içenlerin en kutsal mekanıdır, adeta grup terapisidir, herkes sigaranın zararlı olduğunu ve bir gün bırakacağını bir cümleye sığdırır.Sonrasında sigarasız bir hayatın ne kadar zor olduğu, falancanın bırakıp tekrar başladığı, Ayşe`nin dedesinin günde 3 paket sigara içip 90 yaşına kadar yaşadığı , hiç sigara içmeyen insanların kanser olduğu gibi bahaneler ile sohbet uzar gider , zararlı olduğunu bildiğimiz bir maddeyi içimize çekerken yararlı olduğunu bize kanıtlayacak onlarca neden buluruz.
Örnek vermek gerekirse  bir grup insan sigara yaktığında herkes ikinciyi yakmak için birbirini bekler, herkes sigaranın zaralarından haberdardır , kimse tetikleyici olmak istemez sonrasında tetikleyici cebinden çakmağı çıkarır ,  sohbet devam eder ikinci sigaralar yakılır, tetikleyici çokluğuna göre sigara sayısını arttırabilirsiniz.


03.01.2017 tarihinde uyandım, hazırlandım, kızım Mia`nın mamasını ve suyunu tazeledim, her sabah yaptığım bir eylemdir ,(Mia 2 yaşında scottish fold kızım) konuyu dağıtmayayım, evden birkaç dakika geç çıktım, tempomu hızlı tuttum ve üst geçite geldim , servis saatim olduğunu fark ettiğim için koşmaya başladım ama merdivenleri bi-ti-re-me-dim.
İnsanlar yanımdan geçiyordu ama benim beklemem gerekti, soluklanmam...
1
2
3
içimden sayıyor ve bekliyordum, nefes alıp verirken bu günün hayatımdaki diğer günlerden farklı olduğunu anlamıştım, giden servis değil de yola koşan kızım olabilirdi,kızım mia balkona çıkmış yahut farklı bir
durum olabilirdi ama koşamadım...

Çok utandım, çok kızdım kendime, halbuki bunları biliyordum  Adalara gittiğimizde bisiklet sürememiştim, spor yapınca nefesimi kontrol edemiyordum, geceleri uyurken nefes almakta güçlük çekiyordum, ellerim ve nefesim sigara kokuyordu, ben bu sinyallerin farkındaydım sadece umursamıyordum.

İnternette detaylı olarak araştırmaya başlamıştım.
Elektronik sigara, nikotin sakızı ve bantlarını  detaylı olarak araştırıyordum.
Sonra sigaraya başlamadığım zamanları  düşündüm, nikotin bandı kullanmıyordum , nikotin sakızı asla, yerini birşeyle doldurmam gerektiği düşüncesini sildim aklımdan , yerini kendi yaşamımla dolduracaktım,sigaradaki maddeleri vicuduma almam gerekmiyordu bu bir gereklilik değildi, kararım kesindi sigarayı hayatımdan çıkaracaktım.

ALO 171 Sigara Bırakma Hattından ve sitedeki yazılardan destek aldım , Allen Carr`in kitabını okudum, aslında sigarayı bırakmanın püf noktası diye birşey yok, kendimde internette araştırırken bu kanıya vardım, bazen hayatımızda bize zarar veren şeyler olur , sevgili , iş, arkadaş ve diğer bağımlılıklar ancak ne olursa olsun bırakamazsınız, size zarar verdiğini bildiğiniz halde. Bu kararı sizin vermeniz gerekir.

Peki ne yapmamız gerekiyor , karar verip beyinde bitirmek, gerçek anlamda hayatımızdan çıkarmamız gerekiyor, benim için kitabın bitiş sayfası gelmişti, 1 sigaram vardı onu içerek son noktayı koydum.


Şimdi ne oldu diyeceksiniz , bu hatun neden bunları yazıyor , bunlardan bize ne !!benim gibi hissedenler olduğunu biliyorum, beraber paylaşmanın destekleyici gücüne inanıyorum.

Dün ve bu gün hiç sigara içmedim, 2 gündür çok daha mutluyum,  irademin bu denli güçlü olduğunu bilmiyordum, kendime olan güvenim yerine geldi, çünkü yapılacaklar listemin en başında daima sigarayı bırakmak olmuştur ve ilk maddeyi hiçbir zaman gerçekleştirememek sonraki maddelere yaklaşmamı engelliyordu.
Bana destek olan insanlar olduğu gibi olamayanlarda vardı, olmayanlar değil olamayanlar, onlar sigarayı bırakabileceklerine inanmayan, o nedenle sigarayı bırakabilen insanları görmekten rahatsız olanlardı.

İçimde sigaraya karşı hiçbir his yok , yıllardır okuduğum hikayelerden çıkaramadığım anlamı çıkarmıştım,  hiç içmemişim gibi hissediyorum, sanırım kafada bitirdim diyen insanları şimdi daha iyi anlayabiliyorum.

Destek olan herkese teşekkür ederim,
Paylaşmak istediğiniz her bilgi ve yoruma açığım.
Sigarasız Mutlu Günlere...